Gergedan: Büyük Küfür Kitabı Künyesi
Gergedan: Büyük Küfür Kitabı, Mine Söğüt’ün 2019 yılında Yapı Kredi Yayınlarından çıkan dört bölüm ve on yedi hikayeden oluşan 120 sayfalık bir öykü kitabı. Öyküler arasında bizleri karşılayan resimleri ise Mine Söğüt’ün eşi, Leman, Lemanyak, Lombak ve Penguen’den tanıdığımız karikatürist Bahadır Baruter çizmiş.
Kitabın İçinden
Mine Söğüt, Gergedan kitabını yazarken yazarlar Eugene Ionesco, Franz Kafka, Jose Saramago ve Gabriel Garcia Marquez, yönetmenler Haneke, Passolini, Peter Greenaway ve şairler Cemal Süreya, Yannis Ritsos ve Lale Müldür’den ilham aldığını belirtiyor. Eğer daha önce bu isimlerin eserlerini okuduysak ya da izlediysek öyküler içerisinde hemen anlayabiliyoruz.
Yukarıda saydığımız bu isimlerin kitap için en önemlisi Eugene Ionesco. Yazar, kitaba adını veren Gergedan öyküsünde Ionesco Bey olarak karşımıza çıkıyor. Gergedanlar isimli tiyatro oyununun ana karakteri Berenger kitabın bir çok yerinde kendini gösteriyor bize. Onu yoldan geçerken, uyurken, birine saldırırken görebiliyoruz.
Mine Söğüt daha önce okumadığım bir yazar. Bu nedenle diğer kitaplarında kullandığı dil ile ilişkilendiremiyorum ancak Gergedan kitabında yer alan öykülerin dili için hafif diyemem. Öykülerin isimleri dahi aslında elinizde tuttuğunuz kitabın nasıl bir hava içerisinde geçeceğini size anlatıyor. Sanki bir gazetenin üçüncü sayfa haberleri gibi kan donduran, ürküten, göz bebeklerinizi büyüten satırlar arasında ilerlemeye başlıyorsunuz. Birinci bölüm şu dizelerle başlıyor;
“Hayatta kalamayacağım bir iklimde yapayalnız bırakılmışlığımın öfkesiyle…
Yeminimden döneceğim ve kendi yaratıcısına kinlenen bir gergedana dönüşeceğim.
Varlığımın intikamını almak için yola düşeceğim.
Zamanın içinden geçeceğim.
Ailenin içinden geçeceğim.
Ahlakın içinden geçeceğim.
İnancın içinden geçeceğim.
Devletin içinden geçeceğim.
Senin içinden geçeceğim.”
Bu bölümde yer alan öykülerin birkaçının ismi ise; Aile Ölüyor, Ablamın Cesedi, Anne Eti.
Öykülerin detayına çok inerek sizlerin okuma keyfine etki etmeyi istemiyorum. Bu nedenle isim vermeden genele yönelik bahsetmeyi uygun gördüm. Hikayelerde çocuklara ve kadınlara karşı takınılan kötü tavırlar vurucu anlatımlarla okuyucuya aktarılıyor. Eski Türk filmlerinde gördüğümüz fakir bir mahallede dul kalmış bir annenin geçimini sağlamak için mahallenin erkekleriyle olan ilişkisi karşısında hayatı anlamlandırmaya çalışan bir çocuktan, kafesteki bir kuş ile anlatılan bir kız çocuğuna, şaşaalı bir görünümün ardında sunabileceği hezeyana rast geliyoruz hikayelerde.
Anne Eti öyküsünde tarihten bir referansla mesaj veriliyor. “Belki de bu hayat hayırsız bir adadır ve ilk etimiz annemdir.”(Hayırsız Ada ile ilgili bilgi edinmek isterseniz Hayvan Hakları Federasyonu’nun yazısını okuyabilirsiniz.)
Tanrı, dünyayı altı günde yarattı. Yedinci gün utandı
Mine Söğüt’ün kitabı insanın belki de ‘insan olamayışını’ ele alıyor. Bizlere insanlığın gördüklerimiz dışında neler yapabildiğini de metaforlar ile aktarıyor. Kitabın arka kapağında gördüğümüz manşet olan “Tanrı, dünyayı altı günde yarattı. Yedinci gün utandı.” dizeleri ‘Sokakta’ isimli öykünün de bitişi aynı zamanda. Çoğu inanışta yaradanın insanları kendi suretinden yarattığı düşüncesi vardır. İşte bu söylemle Tanrıyı dahi yarattığı varlığın yaptıklarından utandıracak bir yapıt insanoğlu. Birbirimize, çevreye, canlılara verdiğimiz zararlar ortadayken bu düşünceye katılmamak mümkün değil gibi duruyor. İçerisinde bulunduğumuz tarihlerde Kovid-19 pandemisi ile sarmalanan dünya da insanın oluşturduğu çevrenin ve yaşam şeklinin bir sonucu değil mi zaten?
Kitabın en son sözü ise aşağıdaki gibi;
“Gelmiş geçmiş tüm faşist iktidarlara ve o iktidarların peşine canı gönülden takılıp duran şu insanlığa da öfkelidir.”
Eugene Ionesco’nun Eskişehir Şehir Tiyatroları tarafından sahnelenen Gergedanlar isimli tiyatro oyununu izlemek isterseniz;
https://www.youtube.com/watch?time_continue=156&v=D4HD_Y8K2eE&feature=emb_logo
Gergedan: Büyük Küfür Kitabı, Mine Söğüt’ün Yapı Kredi Yayınlarından çıkan son kitabı olarak karşımıza çıkıyor. Yazar bu kitap sonrasında Can Yayınları’na taşınıyor ve orada 2020 yılında çıkardığı Alayına İsyan isimli kitabıyla okuyucusuyla buluşmaya devam ediyor.
———————————————————————————————–
Bilimkurgu kitapları ile ilgileniyorsanız Rama’yla Buluşma kitabı hakkındaki yazıma buradan, fantastik edebiyata meraklıysanız Dünyanın Ötesindeki Orman Üzerine yazıma buradan ve distopya edebiyatın ilk örneği Demir Ökçe üzerine yazıma buradan ulaşabilirsiniz.