Written by 16:28 INBUSINESS

Suyun Geri Dönüşümü

Danimarka merkezli Grundfos, yılda 17 milyon adet üretimle dünyanın en büyük su pompası üreticisi, tarihi büyüme açıkladı. 81 ülkeli IMEA Bölgesi’nin yönetimini emanet ettiği Türkiye’de de hedef büyüttü. Dijital ürünleriyle suyu yönetmeye talip olan küresel devin asıl hedefi su ve iklim sorununun çözümünde rol oynamak.

Mustafa Orhun Çetin

1940’lı yıllarda Danimarka’nın Bjerringbro kasabasında yaşayan nalbur Poul Due Jensen, bir çiftçinin ondan istediği özel pompayı, inovatif kişiliğiyle geceler boyu üzerinde çalışarak tasarladı ve işin üstesinden başarıyla geldi. Buradaki ihtiyacı fark ettikten sonra; “Daha iyi ve daha fazla üretimi nasıl yapabilirim?” sorusunun peşine düştü. Ve 1945’te o küçücük kasabada, bugün dünya devi olan Grundfos’un hikayesi başladı. Bugün 50’den fazla ülkede ofisi bulunan, 80’den fazla ülkede ürünleriyle boy gösteren Grundfos global bir su pompası üreticisi. Üstelik pandemi döneminde yakaladığı tarihi büyümeyle de dikkat çekiyor. Teknolojiye, verimliliğe ve dijitalleşmeye odaklanan firma artık sadece pompa üretmekle kalmıyor, bu pompaları birbirleriyle konuşturup, hem enerji hem de su tasarrufu sağlayarak iklim krizi çözümünde etkin bir rol üstlenmeye çabalıyor.

Grundfos Türkiye Genel Müdürü Burak Gürkan su pompalarını anlatırken, cebimizde taşıyabileceğimiz kadar küçük, bir insanın iki katına ulaşabilecek kadar büyük olabildiğini söylüyor ve ekliyor; “Dünyada tüketilen elektriğin yüzde 10’u su pompaları tarafından kullanılıyor.” Böyle bir büyüklük inanılmaz değil mi? Yani su pompası deyip geçmeyin, sadece suyun kullanımına değil enerjiye de önemli bir etkisi var. Bu nedenledir ki şirket vizyonunu dünyaya faydalı olmak adına güncelledi ve dijitalleşme yolunda ilerlemeyi seçti.

DOĞAL BÜYÜME

Şirketin şu andaki ana stratejisi dijitalleşme olsa da bu çalışmalara çok daha önce başlanmıştı. Baba Jensen 1977’de vefat ettiğinde henüz 34 yaşındaki genç makine mühendisi Niels Due Jensen, yönetime geçerek dijitalleşmeyi gündeme almıştı. Dünyanın yönelimini fark ederek elektroniğe yatırım yapmanın gerektiğine inanan Jensen, firma için de büyümenin fitilini ateşlemiş oldu. Gürkan, kurulan elektronik fabrikasıyla kendi çiplerini ve elektronik kartlarını üretmekle kalmayan Grundfos’un onları basacağı makineleri bile kendisinin tasarlayıp ürettiğini söylerken, fabrika yatırımı ve uzun süreli tedarikçi anlaşmalarıyla özellikle de 2020’den bu yana yaşanan Chipegeddon’da -çip krizinde- çok küçük aksaklıklar dışında sorunsuzca ilerlediklerini ifade ediyor. Öyle ki büyüme rakamları hedeflenenden az gerçekleşse dahi karlılığı yükselen Grundfos 2020’yi global ciro bazında 4 milyar euroyla kapattı. 2021’de de işlerin yolunda gittiğine değinen Gürkan, “Globalde çift haneli büyümeyi gördük. Türkiye’de ise çok daha iyi durumdayız” diyor.

Bu ‘iyi durum’un temelinde şirketin 2021 başında gerçekleştirdiği organizasyon değişikliği yatıyor. Grundfos bu yılın başında 81 ülkeyi kapsayan IMEA Bölgesi’nin yönetimini –özellikle de endüstriyel birimleri- Türkiye’ye emanet etti. Gürkan ve ekibi, IMEA’yı Gebze’de bulunan 17 bin m2’lik merkezden yönetiyor. Tüm dünyada 20 bin kişiye istihdam sağlayan firmanın Türkiye’de ise 100 kişilik bir ekibi bulunuyor.

Grundfos 2020 verileri

KOMBİDEN HAVALİMANINA

Şirketin Türkiye’de ölçülebilir pazar payı yaklaşık yüzde 20 seviyelerinde. Gürkan, Grundfos ürünlerinin evlerdeki kombilerden bahçe sulama sistemlerine, arıtma tesislerinden belediyelerin sistemlerine değin her yerde olduğunu söylüyor ve ekliyor; “Yeni havalimanında elinize değen her su Grundfos ürünleri tarafından sağlanıyor ve idare ediliyor.”

Şirketin üzerinde önemle durduğu konu da bu; suyu yönetmek… iSolutions ismiyle sunduğu dijital çözüm, her bir pompayı kontrol etmeyi, basınç seviyelerini ölçmeyi dolayısıyla gerektiği yere gerektiği kadar suyun taksimini sağlıyor. Uygulama sayesinde sistemin dijital bir ikizi çıkarılarak anlık olarak basınç durumu, harcanan enerji, ihtiyaç duyulan miktar sürekli denetlenirken ayrıca bir pompa bozulmadan önce yine bu sistem üzerinden uyarı vererek müdahaleyi mümkün kılıyor. Dijitalleşme sayesinde olabilecek en optimum verimle kullanım sağlanıyor. Türkiye’de yapılan satışların yüzde 25’i işte bu çözümlerden karşılanıyor.

Teknolojiye ve dijitalleşmeye yapılan yatırımlar sayesinde, faaliyet gösterilen pazarlarda liderlik kaçınılmaz olmuş. Niels Due Jensen, elektroniğin önemini görerek yatırımda rotayı kırması ve 2010’lardan itibaren de ana stratejinin dijitalleşme üzerine kurulması bugün bu çözümlerin hayata geçmesini mümkün kılmış. Satışta diğer ürün gruplarını geride bırakan iSolutions sistemi de bu çalışmaların bir sonucu.

FARK YARATMAK İÇİN ÇALIŞIYOR

Grundfos teknolojilerinin etkisi sadece satış tarafında mutlu etmiyor yönetimi. Enerji tasarrufuna sağladığı katkı konusu daha çok önemseniyor. “Dünyada her yerde Grundfos teknolojileri kullanılsa tüketilen elektrik yüzde 5 azalır” diyor Gürkan. Su pompası ve içinde yer aldığı bütün bir altyapı doğru kurulduğunda örneğin, yüksek katlarda oturan birinin, suyun ısınmasını beklerken boşa akıttığı su ve harcadığı elektrik daha efektif kullanılabilir. Bunu doğru yönetebilmek için de dijitalleşme ile tüm sistemleri kontrol ederek gerektiği yerde gereken basıncı sağlamak büyük önem taşıyor. Gürkan, “Grundfos olarak iki amacımız var” diyor ve devam ediyor; “Su ve iklim sorununa çözüm bulmak. Pazar payımız itibarıyla buralarda fark yaratabileceğimize inanıyoruz.”

Farkı önce kendi içlerinde yaratacak şekilde harekete geçmişler bile. Her yıl önceki yıllara oranla tüketilen su ve elektriği azaltmaya yönelik hedefler koyarak ilerleniyor. 2025’e kadar 2008’e göre karbon ayak izini yarı yarıya azaltmak ve 2030’da ise pozitife geçmek hedefleniyor. Grundfos, ayrıca Oscarlı belgesel yönetmeni Orlando von Einsiedel’in Into Dust isimli 40 dakikalık senaryolu belgeseline de destek olmuş. Film, Pakistanlı aktivist Perween Rahman’ın halkın suya ulaşması için yaptıklarını ve mafyayla olan savaşını konu alan gerçek hayat hikayesini anlatıyor. Suya ulaşımın zor olduğu bölgeleri destekleyen şirket, Afrika’da 300 milyon insana su götürmeyi hedefliyor. Gürkan, “İstanbul’da da 2030’a kadar su kıtlığı yaşanması bekleniyor. Yeşil mutabakat nedeniyle fazla vergi ödenmeye başlandığında değil, şimdiden bir şeyler yapalım yoksa dara düşeceğiz” diyor.

YÜKSEK POTANSİYEL

Burak Gürkan Grundfos Türkiye Genel Müdürü olmanın yanı sıra 81 ülkeden oluşan IMEA Bölgesi’nin de endüstriden sorumlu liderliğini yapıyor. Hatta Gebze’de bulunan ekip, bölgenin iş geliştirme ve pazarlamasını da yapıyor. Bölge merkezinde yer almanın dışında bu görevin Türkiye’ye verilmesinin nedenini, “Türkiye’nin endüstri alanında potansiyelinin yüksek olduğuna inanıyoruz” sözleriyle açıklayan Gürkan, su kullanımı konusunda maalesef olmamız gereken yerde olmadığımızı belirtiyor. Suyun, tarımda yüzde 75, sanayide yüzde 18 seviyelerinde bir kullanımı olduğunu söyleyen Gürkan, “Tarımda tasarruf için çalışmalar yapılıyor. Sanayide de bu çalışmaların yapılması gerek” diyor. Endüstri, suyu sadece alırken değil, taşırken ve kullandıktan sonra arıtma için de ekonomik olarak harcama yapıyor. Suyun tesislerde kapalı devre olarak döndürülüp yeniden kullanımını sağlayacak sistemlere yapılacak yatırım tüm dünyada suyun kullanımını belirgin bir şekilde düşürebilir. Gürkan, “En çok kafa yorduğumuz şey suyun tekrar kullanımı için yaptığımız yatırımlar” diyor. Bu konuda da Türkiye’de büyük tesislere arıtma tesisi yapan firmalarla çalıştıklarını, hatta en büyük pazar alanlarının bu firmalar olduğunu söyleyen Gürkan, “Onların teknolojileri bizim son kullanıcıya fayda sağladığımız ve destek olabildiğimiz en önemli yer” diyor. Ancak buraya yatırım yapan tesis sayısının henüz yeterli olmadığını da vurguluyor.

Ekim 2021’de Inbusiness dergisinde yayınlanmıştır. Dergi kapsamında yayınlanan diğer içerikler için bu linki ziyaret edebilirsiniz.

Visited 7 times, 1 visit(s) today
Close Search Window
Close